2 Aralık 2016 Cuma

Hücre

Bütün avareliğimin kaynağı bu muymuş yani? 4 duvar? Bir hücre? Hayatımda kaçmak istediğim tek şeyin beni bu kadar mutlu kılmasını nasıl açıklayabilirim? Başka yerde uyumak, yemek yemek ya da bulunmak istemiyorum.
Seneler sonra, kendimi bildim bileli ilk kez, bir odaya sahibim. Birileri kapıyı çalıyor ve eğer izin vermezsen girmiyor. Buna darılmıyorlar da. Ya da geliyor içeri, bu küçücük odada kendine bir yer buluyor ve oturuyor/yatıyor/ ayakta duruyor. Ama misafir olduğunu biliyor. Şu an mesela, kimse yazdığımı bilmiyor ve bilemez de. Özel hayat da böyle bir şeymiş herhalde. İnsanı kendine çekiyor resmen, ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun.
Dün yine sandviçim önümdeydi ama bu sefer kendime ait bir delikteydim. Daha doğrusu insanların benim olduğunu düşündüğü bir delik. Elimde sandviç, önümde The Matrix, yanımda bir tane uykucu-aşık.
Diğer bir tarafta da evde 4 kişi olduğumzdan kapı çalındığında ben de acaba kim bu diye düşünüyorum, bunun da keyfi başka.
Velhasılkelam bu küçük hücrenin artıları büyükmüş, umarım gezme işlerini aksatacak kadar değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder